MÜSİAD “ULUS MİLLET MEDENİYETİ” KONUŞTU
  • Haberler

  • 15 Mayıs 2015

MÜSİAD “ULUS MİLLET MEDENİYETİ” KONUŞTU

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Samsun Şubesi tarafından düzenlenen Ulus, Millet, Medeniyet konulu konferansa, konuşmacı olarak Bilim ve Sanat Vakfı Kurucu Başkanı, MÜSİAD Yönetim Danışmanı ve Yüksek İstişare Heyeti Üyesi Sayın Dr. Mustafa ÖZEL katıldı.
Açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Samsun Şube Başkanı Selim SAR konuşmalarında; “Bugünkü konuyla alakalı bir anekdotla başlamak isterim. Yurt dışında öğrenci olduğum süre içersinde İtalya’nın Bologna şehrinde bulunan John Hopkins Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler dersine misafir öğrenci olarak girmiştim. Ünlü Profesör Medeniyetlerin Dünyaya hükmetme süreleri ile alakalı bir tabloyu öğrencileri ile paylaşıyordu. İngilizlerin 50 yıl, Fransızların 30 yıl iken Osmanlıların 250yıllık bir uzun süre dünyaya hükmettiğini ve günümüzde Amerika Birleşik Devletlerinin bu başarıyı irdelemek için Think-Thank kuruluşları aracılığıyla araştırdığından bahsetti. Hangi temel dinamiklere sarılmıştı ki Osmanlı imparatorluğu bu denli uzun süre dünyaya hükmedebilmişti. Dünyamız bu yüzyılda büyük bir geçiş ve değişim süreci içersinde. Bu yüzyıldaki şartların bir benzeri 13.yüzyıl da ve 14.yüzyılın başlarında Anadolu’da mevcuttu. O karmaşa içersinde bir beylik alimlerin fikir ve önderliğinde, onların çizmiş olduğu ışıktan faydalanarak yola çıkmış ve bir cihan imparatorluğu kurmuştu. Bu gün de çağın önüne geçecek birleştirici fikirler âlimleri dinlemek ve onların işaretlerine değer vererek olacaktır. Bu bağlamda kıymetli ilim adamımızın fikirlerini önemsediğimizi belirtmek ister ve tüm MÜSİAD üyeleri adına hoş geldiniz ifadelerinde bulunarak sözü Bilim ve Sanat Vakfı Kurucu Başkanı Dr. Mustafa ÖZEL’e verdi…
Bilim ve Sanat Vakfı Kurucu Başkanı Dr. Mustafa ÖZEL;
Bir ulusu meydana getirebilmek için bir takım girdiler lazım, Önce bir dil lazım ( farklı lehçede olsa birleştirici olarak kullanabilirsiniz.) sonra bir din veya mezhep lazım ( Katolik, Protestanlık gibi ) sonra kültürel değerler lazım… Ama en önemlisi bu girdilerden bir ulus yaratmak için birleştirici bir felsefe lazım. O felsefenin ana unsuru da “Yakın Tarihi” unutmaktan geçiyor. Bunu nasıl yapıyorlar? Ordular ve ilkokullar sayesinde yapıyorlar, eğitim sistemi ile yapıyorlar. Unutma kabiliyeti olan topluluklar ulus olur, unutma kabiliyeti olmayan topluluklar, ulus olamazlar. Avrupa ulusları ve Avrupa toplumları unutarak, unutabilerek uluslaştılar. Küçük küçük toplulukları birleştirerek, daha büyük, daha güçlü bir sistem kurdular. Bugünkü Avrupayı oluşturan devletler 1500’ün üzerinde kavmin birleşiminden oluşmaktadır.
Bizler ise büyük bir bütün iken, 30 parçaya bölündük… Bizim uluslarımız bölünerek ortaya çıktı. Türkiye’de ulusçuluk tutmadı. Çünkü tutabilir bir şey değildi. Müslüman bir topluluk Müslüman olduğunu hissettiği sürece millet olur, ümmet olur, ulus olamaz... Millet kelimesinin alternatifi yoktur. Diğerleri kavimdir, Boşnak bir kavimdir, Türkmen bir kavimdir, Kürtler bir kavimdir.. Bizler artık milli devletten medeni devlete geçmemiz lazım. İnsanların yürüttüğü hiçbir sistem ebedi değildir. Zamanında Osmanlı; Medeniyet kavramının en güzel örneğini vermiştir. Çok farklı diller, çok farklı desenler, birbirine düşürülmeden, bir arada yaşayabilmiştir.
Bir zamanlar; Türk ulusçularının yaptığı hatayı, bugün kürt ulusçular yapıyor. Kürt hareketlerine, yasal ve yasal olmayan çerçevede hakim olanlar 1920’li yıllardaki Türk ulusçularının seviyesi kadar… Az eğitimli Türk ulusçusu kadar az eğitimli kürt ulusçusu da bizim problemimizdir. Onları da eğitmemiz lazım. Diyeceksiniz ki “adam silah çekmiş” Biz eğitmezsek alman eğitecek, Rus eğitecek… Onlara da sahip çıkmamız lazım. Bizim diyebilmemiz lazım. Osmanlı’nın yaptığı gibi “ Bizimsemek” lazım…
Bizim büyük bir millet olma potansiyelimiz var, şansımız var, imkânımız var ama bunu bir medeniyet perspektifi çerçevesinde, medeniyet derinliği içerisinde yaparsak çok sayıda unsuru bizimle birlikte yürümeye razı edebiliriz. Biz buna mecburuz… Büyük bir nehir gibi olmak, kendi menfaatlerini gözeterek o nehre katılmasını sağlayan dereler ile yol almak lazım. Milletleşmek böyle bir şeydir… Akmayı bilmek lazım diye konuştu. Dinleyenlerin sorularına cevap vererek konuşmasını sonlandırdı.
Konuşma sonunda MÜSİAD’ın geleneksel fidan sertifika hediyesini takdim eden MÜSİAD Şube Başkanı Selim Sar çok değerli ve anlamlı konuşmalarından ötürü Bilim ve Sanat Vakfı Kurucu Başkanı Dr. Mustafa Özel’e teşekkürlerini bildirdi..